Toprağın Cinsiyeti

720 400 Erkekler Konuşuyor

Hikayenin başlangıcı çok uzun aslında. Konu; sevmek ve sevilmekten buralara kadar nasıl geldi bilemiyorum. Bildiklerim ile yazacağım yine de. Yaşamsal kavramlar arasında boğuşurken, rolümün getirdiği dramatik sahneyi oynayacağım. Kimliğim renksiz ve adım M.

 

Haber metinlerinden esinlenerek yazmanın en yorucu yanı bu; hikayeyi çekici kılmam gerekiyor. Halihazırda yeterince ilgi çekici aslında; başlangıcını merak ettiğimiz cinsiyetçiliği konu alıyor. Ne kadar sıradan bir halde değil mi? Ne kadar monoton, herkesin dilinde. Değil! Hayatın içinde karşılaştığımız en ciddi konulardan biri haline geldi. Herkesin dilinde olması da bir çözüm bulmaktan çok sorunlara sebep oluyor. Bizi kullandım, umarım kim bunlar gibi bir düşünceye sokmamışımdır. Hoş, zaten bu durumu anlatmak için yazıyorum, iyi ki ulaşabilmişim size de.

 

Yetiştirildiğimiz toplum gibi genel bir kavram, aslında tam bu noktada çok büyük bir anlam ifade ediyor. Bizi yetiştiren, bizi yetiştirenleri ve onları yetiştirenleri… Her neslin kalıtsal olarak aktardığı bir gen halinde ilerledi cinsiyetçilik ve kadın-erkek sorumlulukları. Hatta neden kadın-erkek derken önce kadın yazılıyor sorgulandı, sorgulanıyor.

İlk insanların olduğu film, belgesel ve dizilerde sürekli görülen-görülmeyen bir detay kadın sayısındaki azlık. Varlıklarını Adem ve Havva olduğundan biliyor gibiyiz. Sürekli olarak güçlü bir kadının ancak süper güçleri olabileceği gösterildi, devam da ediliyor. Rollerin dağıtıldığı ve asla aykırı hareket etmememiz gerektiğini görüyoruz. Ancak, bir tiyatro terimi olan rolü kullanılırken, bir oyuncunun her rolde hareket edebilirliği unutuluyor. Erkek getirdi, getirir-kadın da evdeydi, evde.

 

Her gerçekte, geçmişin bizden önde yaşadığını yeniden anımsıyorum. 9000 yıl öncesine ait bulunan mezarlar, bir kez daha gösterdi ne kadar ilkel düşünceler içinde olduğumuzu. Peru’da bulunan mezarlarda, kadın avcı-toplayıcıların kemiklerine rastlandı. Hatta, 17-18 yaşında olduğu belirlenen bir kadına ait mezarda, onunla beraber gömülmüş 4 adet mızrak bulundu. İfade ettiği anlamlar ile hepimize sivri bir dokundurması olduğu kesin. Annemden gördüğüm avcılığı kendimde göremezken, halen daha kadınların rolleri konusunda soru işaretleri ve azınlık bakış açısı ciddi anlamda yoruyor.

 

Kimliğime bir türlü ekleyemediğim kan grubum gibi, eksik olan onlarca şey var üzerimde. Ne cinsiyetim, ne adım, ne ırkım bu eksiklerime sebep oldu ya da oluyor. Adım attığım dünyada rolleri de erkekler kadınlara, kadınlar erkeklere vermedi. Alanları da birbirlerinden bağımsız belirlenmedi. Avcı olmadan yaşamını sürdüremeyen her insan ne yapacağını bilir.

 

Kuma gömülmekten kurtulan bir gerçeğe umarım bizler başımızı kuma gömerek karşılık vermeyiz.

 

M.

Erkekler Konuşuyor Ekip Üyesi

 

Leave a Reply

Your email address will not be published.